Volkan Akgül Psikoloji
Borderline / Sınırda Kişilik Bozukluğu
Sınırda (Borderline) Kişilik Bozukluğu, zayıf benlik imajı, boşluk hissi ve yalnız olmakla baş etmede büyük zorluk ile karakterizedir. Bu bozukluğa sahip insanlar oldukça reaktif ve yoğun ruh hallerine ve istikrarsız ilişkilere sahiptir. Davranışları dürtüsel olabilir. Ayrıca intihar etme veya intihara teşebbüs etme olasılıkları da ortalamanın üzerindedir. Bazen intihar etme niyetinde olmadan, bir kendini cezalandırma biçimi olarak veya boş bir duyguyla mücadele etmek için kendilerine zarar verebilirler.
Stresli olduklarında, borderline kişilik bozukluğu olan kişiler psikotik benzeri semptomlar geliştirebilir. Gerçeklikle belirgin bir kopuştan ziyade algılarında veya inançlarında bir çarpıklık yaşarlar. Özellikle yakın ilişkilerde, diğer insanların kendileri hakkında ne düşündüklerini yanlış yorumlama veya büyütme eğilimindedirler. Örneğin, bir arkadaşının veya aile üyesinin kendilerine karşı aşırı derecede nefret dolu duygular beslediğini varsayabilirler ki bu kişi sadece hafif derecede sinirli veya kızgın olabilir.
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde derin bir terk edilme korkusu vardır. Sosyal kabul için rekabet ederler, reddedilmekten korkarlar ve yakın bir ilişki bağlamında bile çoğu zaman yalnız hissederler. Bu nedenle, romantik bir birlikteliğin normal iniş çıkışlarını yönetmeleri daha zordur. Bu bağlamda borderline kişilik bozukluğu yaşayan bireylerde ilişki içerisinde dürtüsel ve kendine zarar verme eğilimdeki davranışlar görülebilir. Bu örüntüler çoğunlukla bireylerin yalnız kalma korkusuyla ilgili artan kaygıyı önleme girişimidir.
Korkunun diğer tarafı, bir ilişkinin tamamen yatıştırıcı olacağına dair umuttur. Bu rahatsızlığa sahip kişiler bir aile üyesini, romantik partneri veya arkadaşını idealize edebilir ve ardından kaçınılmaz bir hayal kırıklığı oluştuğunda öfkelenebilir. O kişiyi hissettikleri acıdan sorumlu tutabilir ve ilişkinin değerini düşürebilirler.
Uzmanların çoğu, kişilik bozukluklarının hem çevresel hem de biyolojik faktörlerin bir sonucu olarak geliştiğine inanmaktadır. Borderline kişilik bozukluğu ile ilgili erken araştırmalar, örneğin çocukken istismar veya ihmalden geçmiş olmak gibi büyümedeki sorunlara odaklanmaktadır. Bu bozukluğun semptomları olan önemli sayıda insan, çocuklukta benzer bir öykü bildirmiştir.
Daha sonraki araştırmalar, bu bozukluğa sahip kişilerin kaygılarını veya ruh hallerini düzenlemede doğuştan güçlükler yaşayabildiklerini öne sürmüştür. Araştırmalar, borderline kişilik bozukluğuna sahip kişilerin kayba karşı daha savunmasız ve buna bağlı strese daha duyarlı olduklarını ortaya koymuştur.
Öte yandan bu bozukluğa sahip bazı insanlar, hoş olmayan uyaranlara aşırı ürkütücü bir tepki verebilirler. Bunun sebebi, korkuyu yönetmeye ve saldırgan tepkileri kontrol etmeye dahil olan beyin bölgeleri, borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde, bozukluğu olmayan kişilere kıyasla farklı şekilde işlev görmesinden kaynaklanmaktadır.
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin aynı zamanda bir duygudurum bozukluğu, yeme bozukluğu veya madde bağımlılığı sorunu da olması oldukça yaygındır. Kişi acı veren, kontrol edilemeyen duygulardan kaçmak için alkole veya uyuşturucuya yönelebilir.
Semptomlar
Savunmasız hissetmek yaygın bir insan deneyimidir, bu nedenle borderline kişilik bozukluğu olmayan birçok insan da bu listede yer alan semptomları yaşayabilmektedirler. Borderline kişilik bozukluğunun teşhisi, yalnızca bir kişi bu semptomların çoğuna sahip olduğunda, derece şiddetli ve uzun ömürlü olduğunda konur.
Kararsız, yoğun ve zor ilişkiler
Zayıf öz benlik
Kendine zarar veren, dürtüsel davranışlar
İntihar tehditleri veya girişimleri
Kendini yaralama
Aşırı (ör: aşırı öfke) duygusal tepkiler
Boş veya yalnız hissetmek
Terk edilme korkusu
Özellikle stres altında, kısa süreli psikotik benzeri algı veya inanç çarpıtmaları
Teşhis
Bir bireyin kişilik tarzı ile bozukluk arasında net bir çizgi yoktur. Kişilik kalıpları, bir kişinin işleyişini bozduklarında ve önemli sıkıntılara neden olduklarında bir bozukluk olarak kabul edilir.
Bu bağlamda bir kişinin borderline kişilik bozukluğuna sahip olup olmadığını belirlemek için laboratuvar testleri yoktur. Borderline kişilik bozukluğu tanısı genellikle bir zihin sağlığı uzmanı tarafından görüşme sırasında ölçülen gözlemlere dayanarak yapılır. Duygudurum bozukluğu veya madde bağımlılığı ile sıklıkla bir örtüşme olduğu için, bu tanılar, borderline kişilik bozukluğu semptomları olan herhangi bir kişide bir zihin sağlığı uzmanı tarafından değerlendirilmelidir.
İyileşme süreci
Tüm kişilik bozuklukları yaşam boyu süren kalıplardır. Ancak araştırmalar, insanlar yaşlandıkça borderline kişilik bozukluğu semptomlarının daha az yoğunlaştığını göstermektedir. Doğru tedavi ve terapi yöntemleri ile birçok insan önemli bir iyileşme görmektedir.
Önlem
Borderline kişilik bozukluğunu önlemenin bilinen bir yolu yoktur. Tedavi, bozukluğu olan bir kişinin en acı verici semptomlarından kurtulma şansını muhtemelen artıracaktır.
Tedavi
Psikoterapi
Bu bozukluktaki temel zorluk, borderline kişilik bozukluğundan muzdarip bir kişinin, kişilerarası sorunları veya entelektüel düzeyde başa çıkma stratejilerini anlayabilmesi, ancak yine de ilişkilerde yaygın olan duygusal rahatsızlığı tolere etmeyi çok zor bulmasıdır. İçgörüye sahip olduklarında bile, yoğun duyguları daha başarılı bir şekilde yönetmekte sorun yaşayabilirler. Bu bağlamda psikoterapi, borderline kişilik bozukluğu tedavisinin önemli bir parçasıdır.
Danışanın ilerlemesini ve iyileşme sürecini desteklemek için kullanılan en yaygın psikoterapi tekniklerinden biri şema odaklı terapidir. Şema terapi, çocukluktan kaynaklandığına inanılan uyumsuz bakış açılarını ele almaya ve bu ‘şemaları’ çeşitli bilişsel terapi teknikleriyle daha sağlıklı bir şemayla değiştirmeye çalışır.
Yapılan araştırmalar psikoterapinin borderline kişilik bozukluğuna sahip bireylerdeki kendine zarar verme sıklığı ve intihar düşüncesinin yoğunluğunu azalttığı yönündedir. Ayrıca depresyon veya anksiyete semptomlarının yoğunluğunu azalttığı da gösterilmiştir.
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin, kendi bakış açıları ile diğer insanların (terapist dahil) bakış açıları arasındaki farkı anlamakta büyük zorluk yaşadıkları düşünülmektedir. Bu nedenle, bir anlamda, terapinin amacı, onların dünya görüşlerine dair bir bakış açısı kazanmaları ve öğrendiklerini, kendi duygu ve davranışlarını daha iyi yönetmek için kullanmalarıdır. Bu bağlamda psikoterapinin sinirlilik, dürtüsellik ve saldırganlığı azaltmada nispeten etkili olduğu gösterilmiştir.
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin, kendilerinin ve başkalarının duygularını, hislerini ve inançlarını zihinselleştirmede veya anlamlandırmada güçlük çektiği fikrine dayanmaktadır. Terapist, bir kişinin duygu hakkında daha uyumlu düşünme ve ifade etme yolları geliştirmesine yardımcı olmaya çalışır. Terapideki iniş çıkışları yönetirken, bireyin benlik duygusunu stabilize etmesine yardımcı olmaya çalışırlar.
Tedavi süreci, taşıdığı etiket ne olursa olsun, kişinin kendine zarar verici davranışa veya intihar girişimine başvurmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Birçok hasta kendi kendine zarar verme dürtülerini terapistleriyle tartışmakta zorlanır, ancak bunları açıkça konuşmak tedavi sürecine yardımcı olmaktadır. Böylelikle bu düşünceler veya dürtüler ortaya çıktığında nasıl yönetileceğine dair özel planlar yapılabilir.
Ayrıca borderline kişilik bozukluğu olan bir kişi, günlük tedavi programı, yatılı tedavi veya grup, çift veya aile terapisi gibi ek desteğe de ihtiyaç duyabilir. Bu noktada zihin sağlığı uzmanı genellikle psikoterapi tekniklerinin bir kombinasyonunu kullanılmaktadır.
İlaç tedavisi
Tıpkı psikoterapide olduğu gibi, borderline kişilik bozukluğuna açıkça yardımcı olan tek bir ilaç yoktur. Bunun yerine, ilaç genellikle semptomları ortaya çıktıkça tedavi etmek veya mevcut olabilecek diğer bozuklukları (bir ruh hali veya anksiyete bozukluğu veya bir madde bağımlılığı sorunu gibi) tedavi etmek için kullanılır.
Antidepresanların borderline kişilik bozukluğunun temel semptomlarına yardımcı olduğuna dair çok az kanıt vardır, ancak depresyon ve anksiyetenin açık belirtileri varsa yararlı olabilirler. Duygudurum dengeleyicilerin ve antipsikotiklerin dürtü kontrolü, saldırganlık veya çarpık düşünme ile ilgili sorunları iyileştirdiğine dair daha fazla kanıt vardır. Faydaları mütevazıdır ve bu ilaçların yan etkilerinin olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Ne zaman profesyonel yardım alınmalı?
Kişilik tarzları yaşla daha yerleşik hale gelme eğiliminde olduğu için, önemli bir sıkıntı veya kötü işleyiş fark edilir edilmez tedaviye başvurmak en iyisidir.
Prognoz / Borderline kişilik bozukluğunun olası seyri
Borderline kişilik bozukluğunun seyri aşağıdaki semptomların ciddiyetine bağlı olarak değişiklik göstermektedir:
stres miktarı,
desteğin mevcut olup olmayışı,
fonksiyonel bozukluğun derecesi,
kendine zarar veren veya intihara meyilli davranışın derecesi,
depresyon veya madde bağımlılığı gibi diğer psikiyatrik bozuklukların varlığı.
Aynı zamanda kişinin tedavide kalma yeteneğine de bağlıdır. Bazı insanlar tedavinin zorluklarına daha iyi göğüs gerebilir. Ancak diğerleri kendilerini bir yardım arama döngüsünde bulurlar, ardından reddedilmiş hissederler ve yardımı reddedebilirler.
Ayrıca, borderline kişilik bozukluğu olan kişilerin kendilerini yeterince rahat hissedecekleri bir terapist bulmaları bazen zordur. Perspektifi sürdüren sorunlar göz önüne alındığında (yukarıdaki Tedavi bölümüne bakınız), psikoterapide gerçek ve abartılı hayal kırıklığını ayırt etmeleri zor olabilir. Bireysel terapiyi diğer terapi modlarıyla (örneğin aile veya çift terapisi) birleştirmenin bir yararı, yoğunluğun bir kısmını dağıtabilmesi ve kişiyi pratik hedeflere yeniden odaklayabilmesidir.
Araştırmacılar artık borderline kişilik bozukluğunun uzun vadeli sonuçları konusunda daha iyimserler. Bozukluğu olan kişilerin büyük çoğunluğu tedavi ile semptomlarda en azından bir miktar azalma yaşar. Önemli sayıda danışan bozukluktan kurtulabilmektedir. Bu nedenle, istikrarlı bir tedaviyle, borderline kişilik bozukluğuna sahip birçok insanın sonunda önemli ilerleme kaydedebileceği, ilişkilerinden zevk alabileceği ve yaşam başarılarını tatmin edici hale getirebileceği görülmektedir.
Not: Bu içerik yalnızca bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır ve hiçbir şekilde terapinin yerini tutmaz. Bu sitedeki hiçbir içerik, doğrudan tıbbi tavsiye yerine kullanılmamalıdır. Psikolojik sağlığın fiziksel sağlık sorunlarını da etkileyebileceğine dikkat edin. Psikolojik durumunuzun yönetilmesinin zor olduğunu fark ederseniz, lütfen profesyonel yardım almayı düşünün.
Kaynakça;
Borderline Personality Disorder: What Is It? (Harvard Health Publishing / Harvard Medical School)
Çeviri: Merve Ürer